Yağız’dan hikayeler (Nevizade Serisi -2.1)

Yağız’dan hikayeler (Nevizade Serisi -2.1)
Tekrardan Merhabalar,

İlk hikayemde Bilge olan anımı anlatmıştım. okumayanlar için;

https://xhamster.com/users/SexAndFurious/blog

1. hikayede kısaca geçtiğim için sektördeki ilerleme durumumu biraz detaylandırmak istedim # işaretleri arasındaki bölüm tamamen benimle ilgili bilgilerinize…
##################################################################################
Dedem tonla parası, malı mülkü olmasına rağmen beşik kertmesi yaptığı arkadaşının kızı yerine annemle evlendiği için babamı dışlamış, 5 kuruş para vermeden sokağa atmış, babam da didine didine evi zor çevirir duruma düşmüş. Çocukluğumdaki sıkıntılı süreç bundan kaynaklı, şu andaki apartman da ölmeden önce aklı başına gelen dedemden diğer aile fertlerine dağıtıldıktan sonra bana kalan pay, 2 sene civarı oluyor miras kalalı. Sonuç olarak maddi olarak çok sıkıntılı bir ailede büyüdüm. Bundan sebeple bütün çocukluğum çalışmakla, kendi paramı kendim kazanma çabalarımla geçti, bu da beni iş hayatına üniversiteden önce atılmaya itti haliyle, 18 yaşında başladığım yazılım eğitim sürecini microsoft ve bilumum eğitim kurumlarının eğitimlerini bitirerek 19 yaşında tamamlamıştım. Bu eğitimler sürecinde de çalışıyor kazandığım para ile kurs taksitlerimi ödüyordum.
Eğitim sürecimi tamamladıktan sonra karın tokluğuna bir şirkete girmiş çalışıyordum ama ne çalışmak, cumartesi yok pazar yok, akşam 10 dan önce işten çıkış yok vs, 1. sene sonunda çaylak olarak girdiğim şirkette uzman statüsüne çıkmıştım, işe başlar başlamaz açık öğretimi yazmış hem okumaya hem çalışmaya devam ediyordum. 4 yıl boyunca bu şirkette çalışmış, 4 yıllık lisans diplomasını almış ve 5. yıl içerisinde Beykent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Yüksek Lisans Eğitimi’ne kaydolmuştum. Artık benim için diploma problemi de ortadan kalkmış durumdaydı, iş arayışlarım başlamıştı yaptığım görüşmeler sonucu 400 civarı personeli olan bir şirkete yazılım yöneticisi olarak başlamıştım. 1 sene bile dayanamadan bu işten çıkmış şu anda çalıştığım yere yönetici olarak girmiştim.
Gösterdiğim çaba, hırs ve performans bu nebze büyük bir şirkette gözden kaçmamış ve 2 yıllık çalışma sonunda IT Müdürü istifa ettikten sonra terfi alarak IT Müdürü olmuştum. Çevrem genişliyor, tanıdığım ensesi kalın potansiyeli hızla artıyordu, freelance olarak tabir edilen şirket dışı ekstra bireysel işler için iş yaptığım şirketlere fatura kesmem gerekiyor, kesemediğim için iş alamadığım zamanlar oluyordu, bundan sebeple 2 kişinin çalıştığı bir yazılım şirketi kurdum. Şu anda müdürlükten aldığım paradan çok daha fazlasını bırakıyor o ayrı konu ama bu şirkette çevremi iyice genişletip bir kaç sene sonra istifa edip kendi şirketimi genişletmek istiyorum.
##################################################################################

2. Hikayemize başlayalım;

Bilge ile görüşmeyeli 2 haftayı aşkın zaman olmuştu. Geçen bu iki hafta bir kaç flörtleşme girişiminin ve bir tane soyunması giyinmesi ile birlikte 30 dk bile sürmeyen bir facia haricinde boş geçmiş durumdaydı.

Neyse, 2. haftanın sonunda yine standart bir cumartesi günü akşam 8 gibi hazırlanıp taksime doğru yola çıktım, 9 civarı mekândaydım.
(Daimi müşterilere mekânın tavrını bu tarz bir mekânlara sürekli takılanlar bilir. Mekânda her zaman oturduğum masa bellidir rezerve yazısını asar kimseye vermezler, baktılar mekân doluyor saat 9-10 u geçti ben gelmedim, telefon açar gelmeyeceksen masanı verelim derlerdi.)
Mekâna giren daimi tiplerin standart ritüelidir, mekana girer en azından 5-6 masaya selam verir ondan sonra yerine geçer otururdu, durum benim için de farklı değil tabi ki.
Solisti Serkan ile sohbet ettik biraz ayak üstü, masasında hiç tanımadığım 2 hatun oturuyordu,

+Bunlar kim
dediğimde

-Perşembe gelmişlerdi biraz takıldık, pembeliyi götürdüm o gün memnun kalmış gene geldi
dedi bıyık altından sırıtarak,

+Yanındaki?

-Heee, onu bilmiyorum geçen sefer yoktu o

+İyi bakalım, sen biraz sohbet et, sapsız çöpsüzse biraz konuşalım

-Ulan sen de ağzının tadını biliyorsun

+Bilmeyen de yeni tanıyorsun sanar amk, biliyorum tabi.

-Bilmez misin amk, çakaaal, neyse benim sahne vakti geliyor

+Hadi bakalım, konuşuruz sonra

-Ok, ok

Bilge’yi andıran fiziği(175 civarı 55-60 kg falan) hafif bronzlaşmış buğdaya çalan teni, kahve rengi saçları yemyeşil gözleri, ateş kırmızı dudakları, tek omzunu ve göbeğini açıkta bırakan beyaz tişörtü, siyah mini eteği ve siyah fileli çorapları ile yine bir afet-i devran karşımda duruyor ve ben onu uzun uzun süzmekten kendimi alamıyordum, götüm düşmüştü hatuna ama cool tavırlara da bok sürdürmemeye çalışıyordum, hatunla ara ara bakışlarımız kesişiyordu pek ilgisiz gibi değildi ama tam bir anlam çıkartamıyordum, Serkan ilk molasında muhabbeti ilerlettikten sonra 2. molasında sahneden indiğinde yanıma geldi,

+Naptın hacı, sohbeti ilerlettin var mı bize birşeyler?

-Kanka, Hatunun adı Serpil, 21 yaşındaymış, öğrenciymiş. Istanbul’a bu sene gelmiş Zonguldak’tan okul için , bunlar ikisi kalıyormuş evde. İstanbul’da yeni olduğu için sapı çöpü yokmuş, çok şanslısın amk yine 4 ayak üstüne düştün, çok da oynak birşey
dedi

+Ooo, süpermiş olm. Benim kalkıp tanışmaya çalışmam olmaz biliyorsun, ne zaman tanıştıracaksın bizi?

-Mekan biraz sakinlesin onlar burda zaten meraklanma

+İyi bakalım

-Hadi ben kaçtım

+Tamam

Bu kısa muhabbetin ardından Serkan masasına oturmuş perşembe götürdüğü pembeli ile resmen insan içinde yiyişiyordu(1,65 boylarında, hafif balık etli, hayatımda gördüğüm en güzel mavi gözlerden birine sahip, spor yaptığı her halinden belli, balık etli ama bir o kadar da sportif bir görüntüye sahip, kestane rengi saçları, parıldayan pembe ruju, kalçalarının dolgunluğunu belli eden saten krem rengi eteği, transparan pembe gömleği ve göz dolduran dekoltesi ile bir tanrıça olmasa da her halükârda soluksuz sikebileceğim bir hatun)
Mekân iyice kalabalıklaşmıştı mekâna gelenlerin çoğu masa olmadığı için geri dönüyordu, Serkan 3. molasına çıkmış ve duruma el atmıştı, kızları oturduğu masadan kaldırdı, benim masama getirdi.

-Mekân doldu, laf yapıyorlar patronlar, hem Yağız yabancı değil uzun süredir arkadaşım
dedi.
Serkan’ın yiyiştiği, adının Ebru olduğunu öğrendiğim pembeli elini uzattı

-Merhaba ben Ebru

+Memnun oldum, ben de Yağız

-Merhaba ben de Serpil

+Memnun oldum Serpil adını biliyorum (bu arada masaya oturdular, Serkan da kızları bırakıp sahneye çıktı)
dedim gülümseyerek

-Nerden biliyorsun ki?

+Serkan’a sordum o söyledi, yıllardır geldiğim mekanda daha önce hiç görmediğim bir güzellik görünce merak ettim kimdir diye haliyle.

-Hmmm, sen her güzelliği merak eder misin böyle?

dedi işveli işveli, bu arada Ebru ağzı bir karış açık Serkan’ı izliyordu
+Merak edilecek güzellik böyleyse haliyle, evet

dedim piç bir gülümseme takınarak yüzüme, belli ki ağzı açık ayran budalası gibi tokmakçısını izleyen arkadaşının yanında sıkılmıştı, sürekli bir şeyler soruyor konuşmak istiyordu.

-Eee, sen ne iş yapıyorsun, gördüğüm kadarıyla burada baya birilerini tanıyorsun?

Her hatuna yaptığım klasik ama işe yarayan espirimi Serpil’e de yapmıştım

+Cuma ve cumartesi geceleri saat 8 ile 2 arası buradayız!(Serkan’ın sahne sloganı olması ve arada bir bunu söylemesi espriyi daha efektif yapıyordu)

-Ayyy şapşal ya, tatlısınnn

+Teşekkür ederim canım, sen de öyle.

Alkolün etkisi ile iyice gevşeyen muhabbet yavaş yavaş olması gereken yere doğru gidiyordu.

Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Öğrencisi olduğunu öğrendiğimde ayrıca bir sevinmiştim.
O okuldan takıldığım 3 kız da sex konusunda efsaneler yaratmış top 10 listeme girmişti belki de bundan kaynaklıydı sevincim.
Karşılıklı iltifatlar cilveler artıyor, sanki ortamın sıcaklığı da yükseliyordu.
Masanın üstünde duran elini tutup sol bacağımın üstüne koymuş bir yandan sohbet ediyor bir yandan şarkılara eşlik ediyorduk. Ebru da Serkan’dan koptuğu ender zaman dilimlerinde bize eşlik ediyordu.
Okşadığım elini bacağımın üstünde bıraktım ve elimi fileli çorapları altından ışıldayan bacaklarına doğru uzattım, artık işin boyutu değişmiş, flört boyutundan sevişmenin ilk sekmelerine geçiş yapmıştık. Elim sol bacağı üstünde durduğu yerde durmuyor kasıklarına doğru hafif hafif saltolar yapıyordu Serpil’in. Bakışları değişmeye bacağımdaki eli hareket etmeye kot pantolondan bariz bir şekilde belli olan sikimin üstünde dolaşmaya başlamıştı. Onunda iyice kıvama geldiğini gördükten sonra kasıklarına doğru santim santim inmeye başladım. Kısa süre sonra mini eteğinin içine soktuğum elim kasıklarında, amının üzerinde geziniyordu. Alkolün ve aldığı zevkin de etkisiyle başını göğsüme yaslamış boynumdan çeneme doğru alev püskürtüyordu sanki, yanan nefesi ile boşalmaya yakın olduğunu hissedince bıraktım, mekanın ortasında orgazm olması istediğim bir şey değildi haliyle, kulağıma usulca

-Ne yapıyorsun ya herkesin içinde boşalacaktım, çok kötüsün
dedi işveli işveli gülerek.

1-2 dk sonra kalkıp tuvalete gideceğini söylediğinde eşlik etmek için ben de kalktım, garsonlardan birine masa sana emanet işareti yapıp tuvalet katına indim Serpil’in peşinden. 5-6 dk sonra tuvaletten çıktı.
Hiçbir şey söylemeden elinden tuttum ve sadece özel günlerde açılan masasıyla sandalyesiyle boş duran bir alt kata indirdim.
Barın bulunduğu bölüm merdiven tarafından görülmeyecek sote hafif karanlık bir yerde kalıyordu.
Barın önündeki 3 lü koltuğa oturdum Serpil’i de kucağıma oturttum

+Sen var ya , çıldırttın beni resmen.

-Sanki sen aşağı kalırsın, milletin ortasında getirecektin beni 🙂

+Orda getirmedim ama burda getireyim istersen? (hınzırca gülerek)

-Hayır yaaa, üstüm başım batar olmaz.

+Tamam üstünün başının olmadığı zamanda yaparım ben de (aynı gülümseme söylediğim her sözden sonra beliriyordu yüzümde)

-Hayvansın sen (kalçalarını kucağımda oynatarak söyleniyor)

+Göstereceğim ben sana hayvanı, içimdeki hayvanı da

Bir şey söylemeden dudakları uzanınca artık film kopmuştu, yılların açlığını atıyormuşcasına sevişiyorduk, zaten minicik olan eteğini beline toplamış bir elimle dantelli külotunun üstünden kalçalarını okşuyor, diğer elimle de diriliği tişörtten belli olan göğüslerini sertçe sıkıp bırakıyordum.
Benim elim Serpil’in amında onun eli fermuarın içinden okşadığı sikimde sevişirken birden gacır gucur sürgülü cam kapının açılış sesini duyduk.

Hemen toparlandık ve sessizce oturmaya başladık, içeri giren telefonla konuşmak için gürültüden kaçmaya çalışan bir hanzoydu

-Taaam dedim amuna goyum , gelcem gelcem. Gapatt dedim yaa gapat. Gafamı ziktin gece gece
dedi ve kapıyı tekrar açıp çıktı.

Ama ambians bozulmuştu bir kere, toparlanıp bir kaç küçük öpücükten sonra tuvalate uğrayıp dağılan saçımızı başımızı düzelttikten sonra masamıza çıktık.

Serkan mola vermiş Ebru ile oturuyordu, masaya gelince kulağıma doğru uzanarak

– Nerdesin olm, napıyordunuz lan bu kadar uzun zamandır aşağıda

+Boşver amk, hevesim kursağımda kaldı zaten, siktiğimin hanzosu yüzünden, sonra anlatırım
dedim

-Tamam, neyse muhabbet iyi bakıyorum da

+Hem de ne iyi, afet çıktı olm, afett.

-Ohhh balını sikim senin

+Seninki de fena sayılmaz olm niye öyle diyorsun

– Ya bi sssss… neyse mk boşver.

Hep birlikte biraz sohbet ettikten sonra 30 dk sahnem kaldı ondan sonra bir şeyler yaparız dedi ve sahneye çıktı Serkan.
Makara muhabbet ile geçen 30 dk dan sonra sahne tamamlanmış Serkan gitarını vs toparlayıp gelmişti.

Serkan;
-Hadi yemek yiyelim

Serpil;
-Olur valla acıktım ben

Ebru;
– Ben de birşeyler yerim

Ben;
+Beni biliyorsun olm bana yemek olsun yeter(Serkan’a söyledim)

Serkan;
-Biliyorum fit ayı seni, dünyaları yiyorsun hala tığ gibisin ne göt var ne göbek

Benİ
+Eee yaradılış meselesi ne yapayım.

Serkan;
-Tamamsanız gidelim hadi

Ben;
+Tamam

Hesabı ödeyip çıktık.
Şampiyon Kokoreç’te birer kokoreç gömdükten sonra kızlar önde biz Serkan’la bir adım arkalarında yürürken Serkan’a

+Ne yapacaksınız siz

-Ne yapalım otele geçeriz

+Olm otelde ne yapacaksınız amk

-Ne yapayım başka

+Atlayalım gidelim bana, nevale de var evde. 3+1 yayla gibi ev daha ne olsun

-İyi o zaman öyle yapalım.

+Kızlar, gelin hadi taksiye binelim

Ebru;
-Nereye gidiyoruz ki?

+Bana, evde nevale var hem demlenir hem otururuz, sabahta benden gidersiniz?

-Bana olur da bilmem ki (Serpil’e bakarak)

Serpil;
Olur ya ne yapıcaz eve gitsek?

Ebru;
-Tamam o zaman

+Taksiiii!!!

10 dakikalık yolculuk sonunda evde aldık soluğu, her ne kadar haftada bir temizlikçi gelse de bekâr evi nihayetinde,

+Evin dağınıklığı için kusura bakmayın, evde hatun olmayınca böyle oluyor

+Televizyonun yanındaki mini barda her şey var, oturun siz geliyorum hemen deyip duşa girip çıktım, altımda şort üstüm çıplak saçlarımdan damlayan bir kaç damla su omuzlarımda odadan içeri girdiğimde birer vodka doldurmuş içiyorlar,

Ebru Serkan’ın üstünde erimiş vaziyette yatarcasına koltuğa uzanmış , Serpil de zaten minicik olan eteğini oturuşu ile iyice yukarı çıkartmış bir vaziyette oturmuş tv izliyorlardı.
Ben de bir bardak vodka doldurup Serpil’in yanına oturdum. Bardaklar yarıya geldiğince inceden karşılıklı koltuklarda oynaşmaya başlamış, adım adım öteye taşıyorduk olayı. 5-10 dk sonra Serpil’in elinden tutup

+Gel biz içeri geçelim, Serkan sizde yan odada da yatak var orada yatarsınız

-Tamam kanka

+Hadi iyi geceler

-İyi geceler , eyv

Yatak odasına girdiğimizde kapıyı kapatmamla Serpil’e yumulmam bir oldu, deliler gibi öpüşüyorduk, masadaki oynaşmamız, bir hanzo yüzünden kursağımda kalan hevesim, alkolun etkisi ile iyice yükselen ateşimin vs herşeyin acısını çıkartmak için 1 saniye bile boşa harcamamalıydım.

+Üstünün başının olmayacağı zaman geldi(yine aynı gülüşle)

-E gelsin bi zahmet yanıyorum akşamdan beri

+Merak etme güzelim, söndürürüm ben seni

Cevap vermeden gözlerimin içine attığı bakışın yarattığı etkiyi megafonla “beni sikseneee” diye bağırsa yaratamazdı.
Göbeğini açıkta bırakan tişörtünü tutup bir çırpıda çıkarttım, mini eteğinin fermuarını çözüp aşağıya süzülmesi için bırakıverdim.
Artık karşımda şeker pembe dantelli sutyeni , dantelli külodu ve siyah fileli çorapları ile sikilmek için kıvranan bir orospu duruyordu.
Yatağa uzanmış karşımdaki bu kısrağı izlemekle meşguldüm.
Sütyenini açmak için hamle yaptığında

+Ben iç çamaşırı ile sevişmeyi çok severim

-Tamam o zaman çıkartmayayım?

+Hayır, çıkart üstündekileri. 2. çekmeceyi aç oradakileri giy

(Aldığım jartiyerler arkası ip germeli ve etek beli kumaş bağlamalı olduğu için ayarlanabilir yapıda)

-Vaaaayyy fanteziye bak jartiyer seti hem de etekli

+Çok severim(yine aynı gülüşle)

-Bunu giymek de işkence yaaa

+Hadi amaaa lütfen giy, hadi bekletme beni

-Tamam tamam

Bir kaç dakika sonra giydiğinde beyaz jartiyer takımı buğdaya çalan teninin üzerinde kar gibi ışıl ışıl parlıyor odayı aydınlatıyordu sanki, o dip diri göğüslerini belirginleştiren, biçimli kalçalarını daha bir güzel gösteren bu set içindeki Serpil’i izlemek yükselmem için yetti de arttı bile

+Geelll güzelimm, geelll

Dizlerinin üzerinde yatağa çıktı ve adım adım bana gelmeye başladı
Hayatımda hemen geçmesini istediğim ender zaman dilimlerindendi geliş süresi.
Sekse, cinselliğe aç, yıllardır sevişmemiz kişiler gibiydik. Öpüşmüyor, adeta birbirimizin dudaklarını, dilini yiyorduk. French kiss’in amına koymuştuk.
10-15 dk süren bu şehvetli ön sevişmeden sonra, tanımadığın bir insanla seks yapmanın ilk kuralı kırmızı çizgileri belirlemek olduğundan;

+Ben oral ve anal çok severim
Dediğimde, beklediğim cevabı almıştım.

-Ben deee

Serpil’i dudaklarımdan ayırıp kafasını hafifçe aşağı bastırarak ne istediğimi ifade etmiştim, o da ikiletmeden üzerimdeki tek kıyafet olan şortuma doğru yönelmiş, bayrak direği gibi olan sikimi şortun üzerinden okşamaya başlamıştı.
Oynamak, azdırmak hoşuna gidiyordu, her halinden, her tavrından belliydi bu.
Beni çıldırtmak, yalvartmak istercesine ağırdan alıyordu, santim santim indiriyordu ve açığa çıkan her yeri öperek ilerliyordu.
Sonunda sikimi açığa çıkartıp;

-Oooo bakın burda kim varmışşş
Dedikten sonra başına ufak öpücükler kondurmaya, birkaç öpücükten sonra başını ağzına almaya başladı.
Bu işi bildiği ve yaparken keyif aldığı her halinden belliydi sürtüğün, bense ellerimi başımın altına koymuş anın tadını çıkartıyordum.
5-6 dk muameleden sonra saçlarından asılarak yukarı çektim ve ;

+Sıra 69 da bebeğim

-Oooo bu işi biliyorsun demek!, işini bilenleri severim

+Tabi ki, hünerlerimi göstereyim sana.
69 pozisyonuna geçmiş birbirimizi yalıyorken birden paaattt diye kapı açıldı,

+Hasssiktir noluyo laaan?

Serkan;
-Yağız yetiş, Ebru’ya bir şey oldu.

+Noldu amk, ne oldu laan?

-Bilmiyorum abi bayıldı birden, koşş

+Hay mk, ne oldu olm?

Koşar adım odaya gittiğimde ebru boylu boyunca yatıyor, zar zor hırıldayarak nefes alıyordu.
Olayın benim evimde geçmesi içime doğru sıçmam için yeterli bir sebepti.

+ Ne oldu olm anlat!

-Abiii yalıyordu, sonra bayıldı birden, ben de anlamadım hiç bişi…

Serpil’de hıçkırarak ağlıyor bir yandan da Ebru’yu ayıltmaya çalışıyordu

+Durduk yere bir şey olmaz, ters bir şey mi yaptın?

Serpil;
-Astımı vardı onun krizi tutmuş olabilir
Dedi kekeleyerek.

Daha sonradan anladığım kadarıyla kodumun hayvanı(serkan) deep throat yaparken hatuna fırsat vermemiş o da nefessiz kaldığı için krize girmişti.

Bir süre uğraştıktan sonra Ebru kendine gelmişti, ama bütün ambians piç olmuş, sex ortamı kaybolmuş mal mal ve çırılçıplak vaziyette oturuyorduk odada.

Ben;
+Ebru iyi misin?

-İyiyim

+Bir şeyler ister misin?

-Yok yok, iyiyim, teşekkürler.

+Eee kızım madem böyle bir sorunun var niye söylemedin bu hayvana

-Ne bilim böyle coşacağını, sizin seslerinizle gaza geldi iyice

+Bizim seslerimizle mi?, olaya bile giremedik sizin sayenizde, aklımız çıktı mk!
Dedim yarı kalkık sikimi göstererek,

-Yaaa kusura bakmayın sizin de gecenizi piç ettik

+Ee yani

-Telafi ederiz ama

+Nasıl yani

-Bir şeyler içelim anlatırım ben

+İyi bakalım, öyle diyorsan, o zaman siz bir şeyler hazırlarken ben de bi elimi yüzümü yıkayayım.
Kızlar içecek birşeyler almaya giderken Serkan’a;

+Yapacağın işi sikerim, geceyi de piç ettin, aklımı da çıkarttın, amk biraz insan gibi davransana kıza

-Ne bileyim kanka, ben de korktum amına koyim

+Neyse bir şey yok ya ona da şükür

Kızlar ellerinde birer kadeh viski ile geldiler.

Ben;
+Eee ebru, nasıl telafi edeceksin bakalım?

-Bu biraz da Serkan’la Serpil’e bağlı

+Ne bağlı onlara?

-Telafi süreci

Serkan;
-Ne söyleyeceksen söyle kızım delirtme adamı

Ebru;
-Serpil ve Yağız’dan özür dilemek istiyorum

Serkan;
-Anlamadım

Ebru;
-Bu geceyi 2 grup halinde değil de tek parça tamamlayabiliriz

Serpil;
-Grup yapmaktan mı bahsediyorsun?

Ebru;
+Siz de kabul ederseniz neden olmasın?

Serkan;
-Sen ne dersin kanka?

Ben;
+Kızlar için sorun olmayacaksa benim için sorun yok

Serpil;
-Bilemedim ki şimdi birden…

Ebru bu lafımdan sonra gözlerimin içine bakarak oturduğu yerden kalktı, yanımda oturan Serpil’in elinden tutup kaldırdı, dudaklarına yapıştı, Serkan ve ben olan biteni izliyorduk, bir süre öpüştükten sonra

Ebru;
-Bu olayda en mağdur olan yağız, ondan özür dilememiz lazım
Dedi Serkan’a bakarak. Serpil’i elinden tutup dizlerimin yanına yere oturttu,

-Seni korkuttuğum için özür dilerim

Diyerek dudağıma bir öpücük kondurup kendi de diğer tarafıma oturdu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir