Bayan Mary

Bayan Mary

Daha 18 yqşında hala liseye gidiyordum. Üst kat komşumuz Bayan Mary, 30 yaşlarında uluslararası bir havayolu müdürüyle evli süper model güzelliğinde bir kadındı.
Ben o sıralarda (elli yıl kadar önce)18 yaşındaydım. Talebeliğin yanı sıra ansiklopedi de satıyordum. 60 lı yıllarda mini etek daha yeni çıkmıştı. Ama bayan Mary de bunun herhalde bir koleksiyonu vardı. Zira her gün ayrı bir rengini giyiyor ve mahallenin erkeklerini deliye döndürüyordu. Zira giydiği elbiseler genellikle streç olup, yürüdükçe biraz daha yukarı çıkarak, göt yanakları hizasına geliyor, hafif bir eğilmede de içine hiç bir şey giymediği için am dudakları ve göt deliği görünmeye başlıyordu. Bu kılıkta esnaftan alışveriş ediyor, adamları kudurtuyordu.
Bir hafta sonu maça gitmiştim. Çıkışta kalabalık otobüs durağına geldiğimde bir de ne göreyim bizimki yine o boyundan askılı beyaz penye streç minisini giymiş, ayağında apartman topuklu takunyalar, durakta otobüs bekliyor. Maç sonrası böyle bir fırsat bekleyen bütün otobüs fortçuları arkasında cepten çalışmaya başlamışlardı bile. O zamanki fortçular fırsat çıkınca da hakkını verebilsinler diye hepsi eşofmanla gezerlerdi zaten. Bende hemen kendimi gizleyerek olacakları izlemeye karar verdim. Derken hınca hınç dolu bir otobüs geldi ve bizimki arka kapıya arkasındaki orduyla birlikte seğirtiverdi. O zamanlar bilet almak için otobüslere arkadan binilirdi.
Kapı açılır açılmaz bizimki arkasındaki abazalar ordusu tarafından havalandırılarak kendisini arka sahanlığın ortasında buluverdi. Bende en sondan sıkışarak alt basamakta kalınca olaylar gözümün önünde cereyan etmeğe başladı. Götünde ve bacaklarında en az 15-20 tane el dolaşıyordu. Binerken streç elbise zaten beline çıktığından, külotsuz götü ve traşlı amcığı tabak gibi ortada kalmıştı. Herifler bunu anlayınca hemen parmaklarını ama göte daldırmağa başladılar. Bu arada yandakiler kavun memeleri askının yanından ortaya çıkarıp cok cok sesler çıkartarak emip ısırmağa koyulmuşlardı bile. Ben herhalde korkup iner ve kaçar bu otobüsten diye düşünürken bide baktım memelerini ısırıp çürütenlerin saçlarını kavramış bastırıyordu.
O anda her şeyi anlayan tecrübeli forçulardan, bunun önüne denk gelen kollarını bacaklarının altından daldırarak bizimkini kucaklayıverdi. Aynı anda da eşofmanın altından sıyırıp çıkardığı ağaç dalı gibi yarrağı bizimkinin zaten suları şakır şakır akmağa başlayan amcığına geçiriverdi. Bizimkinin boğazından “ohhh” diye hırıltılı bi ses çıktı ve hırsla herifin önce dudaklarına yumuldu sonrada adamın kirli sakallı suratını ısırmağa başladı. Adam bu kadarını beklemediğinden paldır küldür patlamağa başladı. Arkasındaki bu fırsatı kaçırmayarak bizimkinin amından fışkıran kendi sularıyla karışık belleri kendi damarlı yarrağına sıvazlayıp sürerek o bembeyaz göte geçirmeğe başladı. Önündeki herif kendini çekip kurtarınca, onun ardındaki hemen yerini doldurarak şlok diye kendininkini geçiriverdi. Bu vaziyette iki deliği de doldurulunca bu sefer patlama sırası Mary’ye gelmişti. Bozuk Türkçesiyle “ooh sikin beni hayvan herifler” diyerek ve zangır zangır titreyerek sularını yarrakların üzerine akıtmaya başladı. Yandakiler de iyice kudurmuş ağızlarındaki memeleri çiklet gibi çiğnemeğe başlamışlardı.
Otobüs en az bir saat o maç trafiğinde sıkışıp kalınca 20-30 kadar tecrübeli fortçu Mary’yi değişe değişe siktiler. Artık sonuna doğru iyice azıtıp birileri götten geçirirken diğerleride ağzına verip, sonra yüzüne gözüne boşalıyorlardı. Fışkıran meniler bazen ağızından taşarak yerlere akıyor, bazen de tam boğazındayken patlayınca burun deliklerinden fışkırıyordu. Bu arada bende cepten çalışarak en az iki- üç defa patlatmıştım. Allahtan otobüslere hep prezervatifim takılı olarak bindiğimden pantolonu batmaktan kurtarmıştım.
Anlaşılan Mary bu olanlara son derece alışkındı ve özellikle kendini bu abazalara siktirmek için bu kalabalık otobüslere biniyordu. Otobüs boşalmağa başladığında hemen çantasından bir sürü ıslak mendil çıkartıp her tarafını temizlemişti. Bizim oraya vardığımızda otobüsten aynı anda inince beni gördü ve “Memeeet sen de bu otobüstemiydin?” diyerek vede kavun memesini bastırarak koluma girdi. Beraber yürürken de ; “ Sen bana neler yaptılar gördün diilmi ?” diye sorunca ben de başımı sallamak zorunda kaldım. O zaman memesini biraz daha bastırarak ; “ Boş veeer ben çok zevk alıyorum bundan” dedi ve gülmeğe başladı. Bu arada elim kendiliğinden beline dolanmış, o da kolunu omuzumdan atınca, apatmandan içeri sarmaş dolaş girmiştik. Asansöre dalıp kendi katlarının düğmesine bastıktan sonra yarı yolda asansörü durdurup bana yumuluverdi. On sekiz yaşın enerjisi ile 2-3 kere patlamış olmama rağmen yine kazık gibi olmuştum. Fermuarımı açıp elini daldırıp benim bel torbasını avuçlayınca yine gülmeğe başladı ve yine bozuk Türkçesiyle; “Memeeet sen çok yaramaz bir çocuk ama” diyerek bel torbasını usturuplu bir şekilde sıyırıp yere attıktan sonra, çömelerek benim kazığı gırtlağına kadar yutuverdi. Öyle bir emiyorduki midem dışarı çıkıyor gibi geliyordu. O yaşta buna ne kadar dayanabilirdimki? Güldür güldür gırtlağına patlamaya başladım. O da kafasını geri çekemeyince benim beller yine burnundan fışkırarak sikimin üzerine akmağa başladı. Hepsini yalayıp yutmuştu ama benim yarrak hala kazık gibi ve damar damar atıyordu. Bunu görünce hemen arkasını dönerek benimkini dibinden tutarak, hala otobüstekilerin belleriyle vıcık vıcık göt deliğine şlok diye otutuverdi ve o erik kıçını fıldır fıldır döndürmeğe başladı. Bir taraftanda başını asansörün duvarına yaslamış ve yine o bozuk Türkçesiyle söylenmeğe koulmuştu : “ Ohhhh sen seviyor Mary nin küçük delik değilmi caanım” “ohhh sok canım sen o büyük şeyi bana.” “Aaahhh sen küçük ama senin alet büyük” diye söylene söylene ve kalçalarını değirmen taşı gibi döndüre döndüre beni bir daha patlatırken kendiside titreye titreye sularını benim aletin üzerine boşalttı. İkimizde hurma gibi olmuş vaziyette evlerimize dağıldık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir